DEDENİZ SİZE NE DEMİŞ İSE SİZ OSUNUZ…
HEMŞİNLİLİK KONUSUNU İRDELEMELİMİYİZ?
YOKSA YERİNDE Mİ BIRAKMALIYIZ?
Bazen bir yerde yazı yayınladığımız ve bazı ifşaatler de bulunduğumuz zaman eleştiri aldığımız oluyor ve diyorlar ki;
“Bunları buralara yazıp durmayın. Milletin kafası karışıyor.!”
Doğru mu yapıyoruz diye kendimizi bazen eleştirdiğimiz de oluyor. Fakat ortaya gerçekleri koyma çabamız ağır bastığı için doğru yaptığımız konusunda ki düşüncemiz doğrultusunda devam ediyoruz.
Birkaç yerde de yazmıştım benim için konu, oğlumun bana sorduğu "Baba biz Ermeni miyiz!" sorusu ile anlam kazanmıştı. Bununla ilgili yazımı (arzu edenler dosyalar bölümünde bulabilir) daha evvel yazdığım için tekrarlamama gerek yok.
Her ne kadar oğluma "Nereden çıkarttın bunu, ne alakası var! gibi şeyler söylemiş olsam da, Bu konu ile ilgili internette kısa bir araştırma yaptım ve o sonuca göre bizim %90 Ermeniliğimizin tescillendiğini büyük bir hayret ile görmüş oldum.
Halbuki ben ne aile büyüklerimizden ne de çevremdekilerden böyle bir şey hiç duymamıştım. Hatta tam tersi bizde ermeniye, ermeni dendiğini ve hep biz-onlar şeklinde bir ayrımcılık yapıldığını da çocukluğumdan beri yaşamışımdır.
Bu sonuçlar beni daha fazla araştırmaya itti.
Hep kaynak gösterilen kişilerin kitaplarına yönlenmeye çalıştım.
Araştırmalarım neticesinde konunun maalesef bir iki kişinin tahminlerinde boğulup kaldığını görzlemledim.
Fakat bu gerçeğin göz ardı edilip önümüze nasıl uyduruktan bir tarihin dikte ettirilmeye çalışıldığının bizzat şahidi olmaya başladım.
Öğrenmelerim beni daha fazla tartışma ortamlarına itmeye başladı.
Tartışma ortamlarında bize dikte ettirilmeye çalışılan bu tarihin nasıl bir baskı ve aşağılama ile bizlere dikte ettirilmeye çalışıldığına şahit olmaya başladım.
Yahu ne oluyor. Durun biz öyle değiliz! desek de bazılarının adeta bizleri salak salak gibi,
"Yok siz osunuz, sizi asimile etmişler, sizin zaten kafanız çalışmaz, dilinizi de unutturmuşlar!" deyip, bizleri bir ırk peşine nasıl zorladıklarını gördüm.
Tabi bu süreçlerde zaten fikirleriz beğenilmediği için "Faşist, Kafatasçı, Gericili!" yakıştırmaları ile aşağılamayı sürekli ön plana getirip ezmeye çalıştıklarını ve en sonunda bilgi birikimlerinin de yoğunlaşması ile başedemeyen bu platformların yöneticilerinin bizleri tartıştığımız platformların dışına attıklarını yaşadık.
Son atıldığım HADİG diye güya Hemşinlilerin kurduğu bir derneğin gurubundan, sürekli soykırımını gündeme getiren iki ermeniye "Burası Hemşinlilerin sitesi, burada neden bunları anlatıyorsunuz, yöneticiler neredesiniz!" dediğim için atıldım.
Hâlbuki beni tanıyanlar bilir ki ben parti tutmam, siyaseti sevmem, Irkçı da asla olamam.
Tek söylediğim sadece "Beni ikna edin! Yoksa iddialarınızın benim için hiçbir anlamı yoktur!" demek olmuştur.
Benim ırklarla ilgili bir sıkıntım olmadığını ve hatta çok sevdiğim birkaç arkadaşımın ermeni olduğunu da her zaman söylemişimdir.
Ama durduk yerde neden Türklüğümden feragat edeyim.
Aslında bütün sorun bu!…
SORUN 1915 DE Kİ OPERASYONU TAMAMLAMA SORUNUDUR…
Konularla ilgili biraz kitap karıştırınca, karşınıza otomatik olarak Hemşinlilerle beraber, Ermeni sorunu ve Emperyalist güçlerin Osmanlıyı bölme ve parçalama planları çıkmaktadır.
1850 li yıllardan beri Balkanları, Ortadoğu’yu koparan ve bugün emperyalist güçler denilen bir yapı, Ermenileri de zamanında harekete geçirmiş ve resmen doğuda 6 ilde Ermeni nüfusunu artırmak doğrultusunda baskı ve katliamlarla Müslüman nüfusunu bölgeden uzaklaştırma çabalarına girmişlerdi.
Karadeniz de bundan nasibini almış ve ciddi anlamda Ermeniler, Müslüman kıyımına başlamışlardı.
Ermenistanın ilk devlet başkanı olan Ovannes Kaçaznuni öz eleştiri şeklinde vermiş olduğu bir Konferansın notlarını Ermeniler senelerce her yerden kaybedip yok etmeye çalışmışlardır. Fakat Rus kaynaklarında bu notlar ortaya çıkmaş ve sonrada kitaplaştırılmıştı. Kaçaznuni bu konferans ile suçluluklarını nasıl kandırıldıklarını “Türklere karşı ayaklandık. Barışı sabote etmek için savaştık bile.” “Öldük ve öldürdük.” “Barışı sabote ettik.” “Türkler doğru yaptı.” “Barış teklifini reddettik.” “Gerçekleri göremedik.” “Herkes bizi kandırdı.” şeklinde anlatmıştır. (Arzu edenler bu kitaba Taşnak Partisinin Yapacağı Bir Şey Yok ismiyle kitapçılarda ulaşabilirler. Hatta bu isimle internette PDF bile bulabilirler.)
Tehcire kadar olan süreç de arkalarına Rusları da alan ve kendi nüfuslarını artırmak için birçok kıyımlar ile Müslümanları göçe zorlayan Ermenilerin elinden bizleri gene Ruslar kurtarmıştır. Ermenileri öne sürerek tüm pis işleri Ermenilere yaptıran Ruslar, kendi ülkelerindeki ihtilal ile geri dönmüşler ve Ermeniler giden Rusların arkasından sadece bakakalmışlardır.
İLAHİ BİR ŞANS ESERİ ZAMANINDA ELİMİZDEN ADETA UÇARAK GİDEN KARADENİZ TEKRAR BİZLERE KALMIŞTIR.
En yoğun oldukları illerde bile ancak %17 nüfusa sahip olan ama buna rağmen son derece silahlı ve organize bir hale gelen Ermeni sorununu, aciz durumda olan Osmanlı yönetimi ancak bir yer değiştirme olan Tehcir ile çözmeye çalışmıştır.
Şimdi buradan baktığımız zaman kendilerini haklı göstermeye çalışan Ermeni Devletinin ve Diasporasının yalanlarla, gerçekleri saklayarak ve bedelini ödeyerek kendilerine yeni bir Tarih yazmaya çalışmaları gibi, Hemşinliler üzerinde de aynı yalan, eksik bilgilerle ve bedellerle benzeri çalışmayı yaptıklarını da gözlemlemekteyiz.
Yani Ermenilerin 1915 yılında ara verdikleri plan bence devam etmektedir.
Bazen insanın empati yapması gerekmektedir.
Erivan’ın eski bir Türk şehri olmasına ve yoğunlukla Erivan’da Türklerin yaşamasına rağmen şu anda hiç Türk yaşamaması gerçeğinde, hiç düşündünüz mü?
Şayet Ruslar dönmeseydi ve Karadeniz bugün Ermenistan olsaydı, bizler ne olacaktık?…
PEKİ HEMŞİNLİLERDE NELER YAPIYORLAR…
Aynı Ermeni meselelerinde olduğu gibi Hemşinlilerle ilgili de yeni bir tarih yazılmaya çalışılmaktadır.
Piyasada yazılmış ve Hemşinlilerle ilgili neredeyse tamama yakın kaynakları okumuş birisi olarak bugüne kadar hiçbir resmi tarih bilgisine rastlamadığımı rahatlıkla söyleyebilirim.
Hatta Osmanlı’ya kadar Hemşin ve Hemşinli ismine de rastlanmamaktadır.
Bu sebeple ona buna inanmaktansa çok rahatlıkla şu ifadeyi kullanabilirim…
DEDENİZ SİZE TARİHİNİZLE İLGİLİ ZAMANIN DA NE DEMİŞ İSE, SİZ OSUNUZ!
Bütün yorumlar ve iddialar varsayım üzerine yapılmıştır.
Peki o zaman bu kaynakların temeli nedir.
Aslında bu işin temeli bir iki ermeni misyonerin varsayımlarına dayanmaktadır.
Gerçi bu misyonerlerle ilgili kaynaklar birbirleri ile pek tutarlı değildir ama gene de piyasada, Onları kaynak gösterip başkaları kitap yazmışlar,
O kaynaklar ile diğerleri kitaplar yazmışlar,
Onları da kaynak gösterip başkaları bambaşka kitaplar yazmışlar ve sonucunda bugünlere gelmişiz.
Bu kitap yazarlarından birkaç tanesi ile görüştüm ve ne bildiklerini sordum.
Yok yer isimleri, yok aile isimleri gibi abuk subuk cevaplar aldım.
Biraz zorlayınca, “Ben zaten alıntı yaptım!” moduna geçtiler.
Sen tarihçi misin? diye sordum bir tanesine.
Hayır! dedi.
Peki yazdığın bir kitapta senin bile bilmediğin bir tarihe nasıl yer verirsin? dedim.
Ben alıntı yaptım! dedi.
Niye koyuyorsun bu tarihi? dedim.
Cevap yok.
Bu mudur?
Budur…
Bu misyonerlerin, Hemşinliler buradan gelmiş olabilirler tahminine dayalı tezleri, hani kulaktan kulağa oyunlarında söylenenler nasıl büyük değişimlere uğrarsa, aynen benzeri değişikliklerle günümüze kadar resmi bir tarih tezi gibi karşımıza çıkartılmaya çalışılmaktadır.
Hikayenin gerisi, aynen soykırım iddialarında olduğu gibi, cımbızla bazı konuları öne çıkartıp kalan gerçekleri unutturarak yeni bir tarih tespiti gibi karşımıza çıkarılmaya çalışılmaktadır.
Bundan sonrası ise tamamen, hani argoda söylenen “YERSEN!” tabiri vardır ya aynen öyle manipülasyondur.
Hikayenin temeli bazı gerçeklerle hayal dünyasında yaratılan senaryoların üretilmesi ve millete sunulmasında yatıyor.
Nasıl olsa konulara hakim olan insan sayısı yok denecek kadar az ve kimse bir şey anlamıyor.
Salla gitsin.
Karıştıranları da ırkçı, Şovenist, kafatasçı diye aşağıla.
Bu konuya atlayacak ve kendini entelektüel görmeye çalışan ama özünde objektif olma yetisinden uzak, bazı solcu geçinen gençleri de yanına çek, bunları onurlandır, bir şeyler yazdır, bir yerlere davet et, beraber fotolar çektir, yani ucundan azcık bir şeyler ver.
Tamam işte.
Bu iş bu kadar basit!
Ne güzel demiş Lusine Sahakyan diye aslında Türkolog gözüküp bizdeki isimleri Ermeniceye bağlamaya çalışan kadın; “Söz konusu ilçelerdeki Hemşinlilerin bir bölümü, çevrelerinde konuşma dili olarak Ermenicenin Hamşen lehçesinin korunuyor olmasından etkilenerek, Ermeni kökenli oldukları gerçeğini kabulleniyor. Bu kabullenişin kaynağında, Hopa ve Borçka ilçelerinde Hemşinliler arasında ateist ve Marksist fikirlerin yaygın olması, Türk İslam etkisine karşı yerel kültürü savunma işlevi de gördüğünü düşünüyorum.”.
Aslında sorun kadın da değil, sorun bu kadına bizim bölgemizi gezdiren ve insanların evlerini açmasını sağlayan kişilerde.
Bu arada Ermenicenin Hamşen lehçesi de enteresan.
Bak buda yeni bir tabir.
Al sana bir alt yapı.
Ne verirsen bizim yukardaki tabire uygun kişiler yaymaya hazırdırlar...
Tıpkı onların kitaplarını, dergilerini, fikirlerini yaydıkları gibi…
SÖYLESELER NE OLUR?...
Karşılaştığımız soruların başında bu geliyor.
Söyleseler ne olur?
Bunlara genelde tek cevap veriyorum.
Lütfen önce kendi çocuğunuza, torununuza Hemşinlilerle ilgili bir araştırma yaptırın.
Ne sonuç aldığınızı söyleyin öyle tartışalım.
Çıkacak sonuç belli.
Çünkü adamlar bu iş için ciddi altyapı oluşturmuşlar.
Adeta interneti kapatmışlar.
HEMŞİN HABERLERİ KÜRT SİTELERİNDE…
Bizimle ilgili basit bir konuyu bile Kürt sitelerinde görebiliyorsunuz. Çünkü Hemşin veya Hemşin li dedin mi karşına Google’da alakalı veya alakasız bir sürü sitenin çıkması lazım ki millete inandırıcı gelsin.
Peki bizler bu iddialara bugüne kadar cevap vermiş miyiz?
Hayır.
Okumamışız,
Yazmamışız,
İlgi göstermemişiz.
Umursamamışız.
Onların demesiyle mi olacağız demişiz,
Cılız birkaç cevap bile adamların yazılarının altında kaybolmuş gitmiş,
Seni kendilerine rakip görünce de sosyal medya ile bağlı olan bağını hemen kopartmışlar.
Düşün ki güya herkesin bilgi koyabileceği bir platform gibi gösterilen wikipedi’yi bile kilitlemişler ve hiçbir yazıya müsaade etmiyorlar.
İnternetin neredeyse %90 ı onların hakimiyetine girmiş.
Çok normal.
Adamlar yalan da olsa kitap ve yazılar yazıyorlar,
Uyduruk da olsa Konferanslar, Paneller düzenliyorlar,
Konuyu uluslararası platformlara çekebilmek için servetler harcıyorlar,
Güya kültüre sahip çıkıyoruz adı altında kurslar ve konserler veriyorlar.
Yani bugün için internete Hemşinli diye girdiğinizde karşınıza çıkan sonuçların %90 ı bizleri Ermeni göstermeye yönelik manipülasyon çalışmalarıdır.
Peki biz ne yapıyoruz.
Hiçbir şey.
İşte sorun burada.
Adamların yayınlarını okuyan veya okuyacak çocukların veya torununun neye inanacağına şimdi ikna olabildin mi?
Yani sorun bizlerin ikna edilmesi değil çocukların ve torunların bu işe alet edilmeleri sorunudur.
Sonrada kalkıp utanmadan diyorlar ki. “ERMENİSTANIN KARADENİZDEN TOPRAK TALEBİ VAR!”
Peki internetteki bu yalanlara kim inanacak.
Senin çocuğun veya torunun.
Bu sebeple birilerinin doğruyu yazması lazım.
İnternete doğruları koymamız lazım,
Sizlerin de okuması ve doğruları çocuklarınıza anlatması lazım.
Bizler şu anda yaklaşık 30 kişilik ve gün geçtikçe artan bir çalışma gurubuyuz.
Eleştirilerinizi okuyoruz ve tabi ki kendi içimizde değerlendiriyoruz.
Deklarasyonu okursanız bizim kimsenin ırkı ile ilgili bir baskımızın olmadığını anlarsınız.
Bizler siyasi bir oluşum değiliz, ayrıca bizlerin Ermenilerle ilgili bir sorunu da yok.
Bizler sadece Hemşinliyiz.
Deklarasyonda da denildiği gibi biz o bölgede çok eskiden yaşamış olan gayrimüslimlerin varlığını da, sonradan Müslüman olmuş tek tük gayrimüslim aileleri de kabul ediyoruz ama orada şu anda yaşamakta olan Türkleri de kimselere ezdirmemeye çalışıyoruz.
Ayrıca özellikle Rize de ki Hemşinliler için kullanmaya çalıştıkları "DİLİNİZİ UNUTTURMUŞLAR" safsatasını da yemediğimizi söylüyoruz.
Herkes istediği ırktan olabilir ama "BİZ" derken dikkat etmek lazım. Çünkü ağızlarından salyalar akıtarak Sevr haritasını ortaya koymaya çalışanları da unutmuyoruz.
Bu topraklar, Bu vatan bizim ve kimseye yedirmeye niyetimiz yok.
Hiçbir ırk ile sorunumuzun olmadığını söylediğimiz platformlarımızda hiçbir ırka hakaret edilmesine ve aşağılanmasına, siyasi hiçbir paylaşıma ve Hemşin ve Hemşinliyi ilgilendirenler dışında hiçbir konuya müsaade edilmeyeceğini söylemek isterim.
Saygılarımla
Metin Gültan
19.8.2017