1838 OSMANLI KAYITLARINDAKİ HEMŞİN KÖYLERİ

1838 OSMANLI KAYITLARINDAKİ HEMŞİN KÖYLERİ

Osmanlı Arşivi’nde Hemşin’in Müslüman erkek nüfus sayımını gösteren iki defter bulunmaktadır.
Bunlar, NFSd 1136 ve NFSd 1137 kodlarıyla kayda geçmiştir. NFSd 1136’nın kapağında hicri 1254 (miladi 1838) tarihi bulunmakta ve iç kapağında “tesvid ve mukabele edilmiştir” (ilk yazıldığı zamandan sonraki değişiklikler kaydedilmiş ve doğruluğu karşılıklı okunarak tespit edilmiştir) kaydı vardır.
İkinci defter olan NFSd 1137’de her hangi bir tarih ve düzeltme bulunmamakta yalnız iç kapağında “mukabele edilmiştir” (doğruluğu karşılıklı okunarak tespit edilmiştir) kaydı yer almaktadır.
1136 no’lu defterde öldüğü kaydedilenler 1137’ye alınmamıştır.
Bu durumdan 1137 no’lu defterin daha sonra yazıldığı tespit edilmektedir.
Defterlerin kesin yazılış tarihleri belli değildir.
1136 no’lu defterin başında 1254 (1838) tarihi yer alsa da Osmanlı Devleti’nde ilk nüfus sayımının Sultan II. Mahmud devrinde 1247/1831 tarihinde yapıldığı ve Hemşin’in bağlı olduğu Trabzon eyaletinin nüfus sayımının da o tarihlerde gerçekleştirildiği bilinmektedir.
Fakat hem imparatorluğun geniş sınırları ve imkânların darlığı hem de 1136 no’lu defterde hicri 1250 (1834)’den 1259-1260 (1843-1844)’a kadar farklı tarihlerin not edilmiş olması göz önüne alındığında, bu 1136 no’lu defterin uzun müddet müsvedde halinde kullanıldığını ve ancak 1259-1260/1843-1844 tarihinde 1137 no’lu defterin hazırlandığı anlaşılmaktadır.
1136 no’lu defter 80 yapraktan, 1137 no’lu defter 124 sayfadan oluşmaktadır.
Her iki defter de hane reislerinin adıyla erkekler kaydedilmiştir.
Hane reisinden sonra o hanenin erkekleri hane reisine olan yakınlıklarına göre oğlu, kardeşi, diğer oğlu, yeğeni, torunu vs. şeklinde kaydedilmiştir.
Köyün imamından başlayarak 1’den itibaren her erkeğe numara verilmiştir.
1136 no’lu defterde ölü olarak işaretlenenlerin numaraları isimleriyle beraber umumiyetle 1137 no’lu defterde yer almamakta, nadiren oğullarına verilmektedir.
Köylerde yaşayan hanelerden maalesef sadece imamların ve köy muhtarlarının aile lakapları: Çakıroğlu, Müsellim oğlu, Reyhanoğlu gibi kaydedilmiş, diğer ailelerin lakapları
kaydedilmemiştir.
Bu durum ailelerin tespitini neredeyse imkânsız hale getirmektedir.
Ancak ailesinin yaşadığı köyü ve dört-beş nesil önceki dedesinin adını bilen kişilerin bu defterden daha eski dedelerini tespit etmeleri mümkün olabilecektir.
Defterlerde Hemşin kazası Trabzon’a bağlı bir bölge olarak adlandırılıp altı kısımda kayıtlara geçirilmiştir: Zuğa vadisi, Fırtına Vadisi, Hala Vadisi, Hemşin’e tabi olup bu vadilerde yer almayan köyler, Eksanos Vadisi ve Ekeloz Vadisi.
Bu vadilerde toplam Müslüman köy sayısı 43 olarak geçmektedir.
Bulundukları vadilere göre Hemşin köyleri her iki defterde aynı şekilde ve aşağıdaki gibi sıralanmıştır.
Bu köyler haricinde Hemşin Kazasının ayanı (idarecileri) ayrı bir başlık altında Defter 1136, yaprak 35a ve defter 1137 sayfa 59’da kaydedilmiştir.
Bu köylerin ahalisinden olup defterler yazıldığı sırada İspir’e gitmiş olanlar da her iki defterin sonunda defter 1136, yaprak 79b-80a, defter 1137 sayfa 123-124’te kaydedilmiştir.

Not: Bu listeler çok uzun olduğu için dergimizde sadece Zuğa Vadisi ve o cenapta yer alan diğer 3 köyü inceledik.
Hepsini hep beraber daha sonra bir kitapçık haline getirip sonrasında web'e aktaracağız.

DEFTERDE KULLANILAN BAZI KELİMELERİN İZAHATI

b. : bin=İbn kelimesinin kısaltmasıdır. Arapça oğlu demektir. Arapça da cümle kuruluşu Türkçe’nin tam tersi olduğu için mesela Hüseyin b. Mehmet demek Mehmet’in oğlu
Hüseyin manasına gelir.
Hamiş: hamiş bugün kullanılan dipnota tekabül eder. 1136 no’lu defterde isimler siyah mürekkeple kaydedilmiş, hamişler hemen ismin altına kırmızı mürekkeple yazılmıştır.
Müsin: Arapça yaşlı demektir. 35 yaşında yukarı olup askerliğe elverişli erkekler için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bir tür ihtiyat askeri manasında olsa gerektir.
Müteveffa: Merhum, ölü demektir.
Şab-ı emred: Arapça “kendisinden murad umulan genç” demektir. 10-20 yaş arası, askerliğe uygun gençler için kullanılmış olduğu tespit edilmiştir.
Tuvana: Farsça genç, çocuk demektir. Osmanlı Devleti zamanında, ileride askere almak üzere ayrılan sağlam vücutlu 2-10 yaş arası çocuklara tuvana denirdi.