RUSYADAKİ HEMŞİNLİLER

RUSYADAKİ HEMŞİNLİLER

RUSYADAKİ HEMŞİNLİLER

2001 yılının nisan ayındaydık. Hopa Hemşinlisi bir iş adamından telefon geldi. Selamlaştıktan sonra bana; “Rusya’ da Hemşinlilerin var olduğunu duymuş muydun?” diye sordu.
Duymamıştım, “Hayır” cevabını verdim. Rusya’da Hemşinli Türkler var ve bu insanların bizden bir de talebi var” dedi.
Hiç tereddüt etmeden elimden geleni yapmaya hazırım dedim.

Rusya da yaşayan bu insanlar, Hopa kökenliler ve Batum gönyeden sürgün edilmişler. Uzun yıllardır bir cami yapma girişimleri olmuş ancak yıllar geçmesine rağmen hala duvar örme kısmını anca tamamlamışlar ve yardım talebinde bulunmuşlar. 

Hopa halkının da bu insanlardan haberdar olmaları lazım diyerek faaliyete başladık. Önce yardım için gerekli izinler alındı ve Hopa halkından yardım topladık.
Bir gün biletim alınmıştı ve hiç bilmediğim bir bölgeye yolculuk serüvenim başlamaktaydı. Gerçi ne dil biliyordum ne de yöreyi tanıyordum. Ama bir an önce de bölgeye ulaşmak istiyordum.

KRASNODAR APSHERONSK

Sabaha karşı saatlerin birinde Rusyanın Krasnodar Hava limanına indim. Sadece irtibat için bir telefon numarası verilmişti bana. Hava alanını çıktığımda etrafıma acaba beni karşılayacak kişi var mı? diye bakındım ve hemen telefona sarıldım. Yakınımda, yanında kızı olan bir adamın telefonu çaldı ve bu sayede birbirimizi bulduk. Yılların verdiği hasretle olsa gerek,  sanki 70 yıl öncesinden birbirimizi tanıyormuşçasına sarıldık birbirimize ve dakikalarca ayrılamadık. Duygulu gözlerle bakıyorduk birbirimize. Çünkü beni karşılayan Hemşinli Tantoğlu Aslan ve kızı Asiye idi. Havaalanından Krasnodar’ın Apsheronsk ilçesine doğru 100 km.lik yolu konuşa konuşa gittik.

Krasnodar, Samsun’un tam karşısındaki kırıma bağlayan sahilde yer alıp, 2010 sayımına göre 745 bin nüfuslu bir şehirdir.

Apsheronsk ise, Krasnodara bağlı Krasnodar-Soçhi yolunun yüzüncü kilometresinde bir kasaba olup Güney doğu bölümü dağlık olmakla birlikte oldukça verimli ve düz tarım arazisine sahiptir.

GEÇMİŞTE NE OLDU?

Sınır anlaşması ile Batum tarafına kalan Hopa Kökenli Hemşinli Türk’ler ile Ahıska Türk’leri, sınır anlaşmasından yaklaşık 30 yıl sonra, Hemşinlilerin yaşadığı Gönye köyünden, güvenliğinizi sağlayacağız denilerek, yaklaşık 1 ay kadar bölgede kalan Rus askerleri tarafından, 1944 yılının Kasım ayı sonundaki Kurban Bayramı arife günü, saat 04:00 sularında takriben yarım saat içerisinde binbir şiddet ile zulüm trenlerine bindirilerek sürgün edilmişlerdir. Birkaç sürgün yerinde geçen yaklaşık 25 yıl sonunda bu gurup Krasnodar’ın, Apsheronsk kasabasına yerleşerek ikamete başlamışlardır.

Burada günden güne çoğalan Hemşin halkı dinlerinden hiçbir şey kaybetmeden dini yaşantılarına devam etmişlerdir. Ancak camileri olmadığı için ibadetlerini ferdi olarak evlerinde yapmaya devam etmişlerdir.

 

O bölgede yaşayan Hemşinlilerin en yaşlısı olan ve Salahoğlu (Akbiyük) Hasan amcayı ziyaret edip duasını aldık ve sohbete başladık. Sohbetimiz uzadıkça uzadı ve Hasam Amcamız gözyaşı dökerek bir taraftan anlattı diğer taraftan ise Türkiye özlemini dile getirdi.

Sohbetimiz esnasında kendisine “Buraya nasıl geldiniz?” diye sorduğumda;“  Sürgün esnasında 11 yaşında” olduğunu söyleyerek en başından uzun uzun anlatmaya başladı.

İLK SÜRGÜN YERİ

“Narenciyelerin tam hasat zamanıydı. Onbirinci  ayda idik ve Kurban bayramı arifesi  gecesi, sabaha karsı 4 sularında bizi ani bir emirle yerlerimizden apar topar kaldırdılar. Kimi üstünü giyebildi, kimi de giyemeden, pijamalarla bizi otobüslere doldurdular ve Batum Tren garı ambarına getirdiler. Batum tren garından bizi yük trenleri beklemekteydi. Yük trenlerine doldurulduktan ve trenin hareketinden  yaklaşık 1 aylık bir yolculuktan sonra ilk durağımız olan Özbekistan’a getirdiler ve bıraktılar.

Hiç unutmam küçükbaş, büyükbaş hayvanlarımız vardı, köpeklerimiz vardı ve bunlar arkamızdan ağlayarak gözyaşı döktüler. “Hala bu gün, o an aklıma geldiğinde ağlıyorum” diyerek gözyaşlarını havlu ile sildi Hasan amca.

Hasan Amca; meşakkatli geçen yolculuk esnasında, hayvan ambarlarında yolculuk yaptıkları için, insanların bitlenmiş olduklarını ve tuvaletlerini üzerlerine yapmak zorunda kaldıklarını ve bu sebeplerden dolayı yolcuların veba hastalığına yakalandıklarını anlattı. İki günde bir ölen insanları bir çukur açarak topluca toprağa koyduklarını da ekledi.

Sonuç olarak bir ayın sonunda Özbekistan’da bir büyük depoya indirip gurupları böldüklerini ve bu şekilde köylere yerleştirildiklerini ve köyler arasındaki irtibat tamamen kopartılarak yasaklandığını ve bir birlerinden yaklaşık 10 yıl hiç haber alamadıklarını söyledi.

ÖZBEKİSTANDA SORUNLAR

Özbek ve Kırgız halkı bunları hiçbir zaman kabullenmeyip hep dışladıklarını ve yalnız gördükleri çocuklarını dövmeye kalkıştıklarını ve durumun oradan da başka yörelere göç konusunu akıllarına getirdiğini söyleyen Hasan amca;  yanına üç kişi alarak yer tespiti için yola çıktıklarını ve sonuç olarak şu an yaşamlarını sürdürdükleri yer olan Krasnodar’ın, Apsheronsk kasabasını seçtiklerini izah ederken elindeki bez parçası ile de göz yaşlarını siliyordu.

Rusya’daki Hemşinliler şu andaki yaşadıkları yerde gerek işlettikleri tarım arazileri konusunda olsun, gerekse iş ve barınma konusunda olsun çok iyi durumdalar ancak, Türkiye özleminin ve Vatan hasretinin onları içten içe kemirmekte olduğud a bir gerçektir. 

HASAN AMCANIN HOPA ZİYARETİ

1993 yılında Hopa’ya gelen Hasan Amca,

Hopa’nın Kemalpaşa Beldesinde otururken bir kalabalık ve hareketlilik olduğunu görünce akrabalarına; “Nedir bu hareketlilik?” diye sorar. Zamanın Orman Bakanı Hasan EKİNCİ’nin  geldiğini öğrenince gidip onunla kucaklaşır ve kulağına kendini tanıtarak görüşme talebini iletir.

BAKAN İLE GÖRÜŞME

Randevu günü Ankara’da Hasan EKİNCİ’nin makamında, Bakan Beyin heyeti ile birlikte buluşur görüşür ve Ankara’ya gitmeden önce hazırladığı sayfalarca uzunluktaki Türkiye’ye iltica talep mektubunu Bakan Bey’e taktim eder. Bakan tarafından ilgi ile karşılanan Hasan amcanın dilekçesi, Hasan EKİNCİ tarafında sesli şekilde okunduktan sonra heyet tarafından bu talep reddedilir ve Hasan amcanın ümitleri yıkılır.

Hasan amcanın bu olaydan sonra ayaklarındaki derman söner, güçlükle oradan kalkarak  Kemalpaşa’ya geri döner, oradan da Rusya’ya döner ama Hasan Amca bir daha ayaklarının üzerine basamaz ve halen bu gün iki bastonla zor yürüyen Hasan amca halen bir gün Türkiye’ ye dönebilmek ümidi ile odasında bulunan Türk televizyondan gelişmeleri yakından takip etmektedir.

Kaynak: Kalif Dergisi 1 - Sayfa 76