Lohusa Kadınların Kâbusu CAZİ

Lohusa Kadınların Kâbusu CAZİ

Hemşin’de Türk Mitolojik inançları dönemine kadar uzanan Cazi isimli mitolojik bir varlığa inanılır.
Bu mitolojik varlığa yüklenen hikâyeler de tıpkı diğer mitolojik varlıkların hikâyeleri gibi diğer mitolojik hikâyeler gibi birbirine geçmiştir.
Hemşin’deki Cazi inancını kısaca anlatayım.


Lohusa Kadınların Kâbusu CAZİ


Cazi henüz doğum yapan kadınların bebeklerinin ciğerlerini çıkardığına inanılan bir varlıktır.
Cazi lohusa kadının yattığı odaya tavandaki bir delikten bir örümcek kılığında girer.
Örümcek odada yere indikten sonra yaşlı bir kadına dönüşür.
Elinde küçük bir küp ve eğiş vardır. Eğiş bir tarafı düz diğer ucu kanca gibi bükülmüş, ateşi karıştırmak için kullanılan demirden yapılmış bir alettir.
Örümcek kılığı ile odaya giren bu yaşlı kadın belindeki küçük bir keseden çıkardığı bir tozu lohusa kadının üstüne serper.
Lohusa kadın üstüne bu külün serpilmesi ile hareketsiz kalır.
Her şeyi görür, duyar ama ne bağırıp yardım isteyebilir, ne kımıldayabilir.
Cazi hareketsiz kalan kadının yanındaki bebeğin yanına gelerek küpün içindeki eğişi çıkarır, henüz birkaç günlük bebeğin ağzından içeri sokup çocuğun ciğerini çıkarır, çıkardığı
ciğerini elindeki küpün içine koyarak tekrar örümceğe dönüşerek geldiği yerden çıkar.
Ancak çıkmadan önce her şeyi gören lohusa kadına; “Eğer benim kim olduğumu birine söylersen bir ayının üstüne biner bütün bahçelerini ayıya ezdirip, kırdırırım” der.
Sabah olduğunda kadın kendine gelmiştir. Bağırarak ev halkını uyandırır. Yanında yatmakta olan yeni doğmuş bebeği ölmüştür.
Kadın bebeğinin nasıl öldüğünü en ince ayrıntısına kadar anlatır ancak ne kadar ısrar ederlerse etsinler o Cazi’nin kim olduğunu kimseye söylemez.
Evdekiler de o Cazi’nin kim olduğu konusunda ısrar etmezler.
Çünkü köylünün karnını doyurabilmesinin tek yolu bahçelerden toplayacakları ürünlerdir.
Eğer Cazi bir ayıya binip bahçeleri kırdırırsa aile o sene hiçbir mahsul alamaz, aç kalır.
Kadın Cazi’nin kim olduğunu söylemese de bütün köy bu hikâye duyar.
Köyde ne kadar kocakarı varsa, onlardan hangisinin Cazi olduğu köy halkı arasında konuşulur, tartışılır.
Aradan geçen zaman içinde köyde ölen kocakarılardan biri hakkında Caziymiş diye bir dedikodu da sessizce dillendirilir.


Türk mitolojisinde Al Karısı

Rahmetli annem böyle bir hikâye anlatıldığını ve Cazinin kim olduğunu söyleyen kadının tüm bahçelerinin bir ayı tarafından ezilip, kırıldığını söylerdi.
Hatta isim de vermişti ama o zaman not alıp da bu hikâyede geçen isimler not almadım.
Hemşin’de Cazi hakkında anlatılan hikâye budur.
Ancak hikayenin bir de gerçek yönü vardır.
Gerçek bu hikayede anlatılan değildir.
Hepimiz biliyoruz ki Karadeniz kadınlarının işi çok zor ve ağırdır.
Sabah daha gün doğmadan kalkan kadınlar önce ahıra inip ahırdaki hayvanların altını temizler, sütlerini sağar, yemlerini verir.
Sonra eve çıkıp ateşi yakıp evdekilere sofra kurar.
Yemekten sonra ipini, orağını, sepetini alıp dağlara gider akşama kadar dağlarda çalışıp kilolarca yükü evine defalarca gidip gelerek taşır.
Akşam olduğunda yine önce ahıra inip sabah yaptığı işleri yapar, sonra yemek ve evde yapılacak işleri yapıp yatağına girer.
Bu kadının bir de bebeği varsa sabaha kadar da bebeği ile ilgilenir.
Bebeğini emzirir, beşiğini sallar. Bebeğini emzirmek için koynuna alan anne memesini bebeğinin ağzına verir ama kendisi de yorgunluktan uyuyakalır.
Bu sırada memesi bebeğinin ağzını tıkar ve nefes alamayan bebek ölür.
Sofradaki yeri ahırdaki inekten sonradır” dedikleri Karadeniz kadınının yapacağı tek şey vardır.
Bebeğinin ölümüne sebep olan birini bulmak. Bu da Cazi’dir.
Dünyanın hemen her kültüründeki mitolojik varlıklar sanırım insanın zorunlu sebepler ile yarattığı varlıklardır.
Tıpkı Hemşin’deki Cazi gibi…
Cazi ile ilgili olarak bir arkadaşımızın eklediği not da şudur.
Cazi zarar vermesin diye lohusa kadınlar ocağın yanında sıcak yerde yatırılır.
Cazi bacadan girip, zincirden aşağı inmesin diye ateşin zinciri yukarı kaldırılır.
Kapının arkasına da sabun koyulur ki, basıp kaysın diye.
Cazi’ler çok çirkin olurlarmış. Çocukken “Çat orada, çat burada, çat kapının ardında. Sabuna basasın, tepen üstü düşesin, mendebur kalasın” diye tekerleme söylerdik.


Çeşitli Cazı ve Al Karısı çalışmaları


Çeşitli Cazı ve Al Karısı çalışmaları

 

Kaynak: Kalif Dergisi 2- Sayfa 80