ERMENİ NÜFUSU NASIL ŞİŞİRİLİYOR…
Geçenlerde Sevan Nişanyan’ın, Yusuf Halaçoğlu ile yapmış olduğu sohbetlerinden birinde, Türkiye de şu anda yaşayan ermeni sayısının takribi genel nüfusun %10 ‘u civarında olduğunu söyledi. 7-8 milyon mu diyorsunuz sorusuna da daha fazla diye cevap verdi.
İçimden önce bir yuh çeksem de diğer taraftan merak ettiğim için biraz araştırayım dedim ve karşıma inanamayacağınız şekilde şişirme bir nüfusun nasıl oluşturulduğu bilgisi geldi.
Sayının şişkin olması temsiliyet açısından önem kazandığı için bakın sayıyı şişirebilmek adına neler yapıyorlar.
Her kaynak kendince farklı sonuçlar verse de Ermeni kökenli bazı sitelerin, Türkiye deki Ermenileri birkaç kategoride değerlendirmek ve bu şekilde sayı oluşturmak gerektiğini söylemeleri çok garibime gitti.
Bakın Türkiye deki Ermeni sayısını çok gösterebilmek için millet neler söylüyor.
TÜRKİYEDEKİ ERMENİ NÜFUSU…
Yanlı yayınlar, Türkiye deki Ermenileri bir kaç sınıfta incelemek gerektiğini ortaya atıyorlar.
Resmi Ermeniler: Kiliselere bağlı olan Ermenilere diyorlar. Sayıları yaklaşık 40 – 70.000 kişi ki ben bu sayıların bile olmadığı inancındayım.
Müslüman Ermeniler: 17. ve 18. yüzyıllarda Müslümanlaşan Ermenilere diyor ve Hemşinlileri örnek veriyorlar. Müslüman Ermeniler tabirleri sıklıkla birçok sitede gündeme getirilmekte ve hatta wikipedi de Ermeni nüfusu sayılarına güya Hemşinlilerin dahil edilmediği bilgisini de küstahlıkla yazabilmektedirler.
Gizli Ermeniler: Ermeni İsyanları ve sözde Ermeni Kırımı sonrası Müslümanlaşan ve Kürt-Alevi kimliğini ortaya çıkaran Ermenilere diyorlar. Sayı belli olmadığı için atış serbest. Rahatlıkla milyonlarla telaffuz edebiliyorlar.
İşçi Ermeniler: Ermenistan'ın bağımsızlığından sonra Türkiye'ye, daha doğrusu İstanbul'a çalışmaya gelen ve çoğunlukla kaçak çalışan Ermenileri bile bu sayının içerisinde göstermekten kaçınmıyorlar.
Buralarda oluşan rakamların hepsi ile Türkiyede ciddi bir ermeni nüfusu yakalamaya çalışılmakta ve hatta bu sayıya belli bir yüzdeyi yakalayabilmek adına Türkiye de kaçak olarak çalışan Ermenileri de eklemekten kaçınılmamaktadır.
SÖZDE MÜSLÜMAN ERMENİLER=HEMŞİNLİLER…
Konunun bizim ile ilgili bölümüne gelirsek biz hala Ermenilik konusunda tepki vermeli miyiz yoksa vermemeli miyiz, doğru mu yoksa yanlış mı yapıyoruz diye kendi aramızda tartışırken adamlar bizleri zaten ermeni nüfusuna dahil etmişler de, nazlanıyorlarmış gibi bir hava yaratmaya çalışıyorlar. Fakat çoğumuzun maalesef bundan haberi bile yok.
Güya Müslümandan Ermeni olmazmış ve Ermeni halkı kendi arasında bu durumu tartışıyormuş gibi abuk sabuk tartışmalar ile bizleri zaten bu sayıya dahil etmişler de bu durumdan çoğumuzun haberi yok.
Bizim sözde çağdaş ve aydın geçinen Marksist Leninist arkadaşlarımızın bazılarını da, halklar falan filan diye ağızlarına bir parmak bal çalıp sosyalistliklerini kullanarak kendi yanlarına çekmişler. Bu işten nasiplenenlerin dışında kalan bizimkilerden bazıları da takım tutar gibi sosyalist oldukları için buna hemen atlamışlar. Nasiplenenler için zaten bir sözüm yok. Allahtan ki bu işe alet olan sayısı da çok değil.
Peki, biz bu duruma nasıl düşürüldük size kısaca Hemşinlilerin Ermenileştirilme Projesini özetleyeyim.
HEMŞİNLİLERİN ERMENİLEŞTİRİLMESİ PROJESİ…
Step 1: Hopa da konuşulan lehçe:
Her ne kadar Hopalıların çoğu bu dilin Ermenice ile hiçbir ilgisi olmadığını söylese ve Yunus Altunkaya gibi kişiler bu konuda Ermenice olmadığını söyleyen 2 kitap yazsa da ve hatta bu lehçenin başka bir dil olmadan konuşulamayacağını da ekleseler de Ermenilere göre bu dil Ermenicenin bir diyalektidir.
Çünkü bu dil Hemşinlilerin Ermenileştirilme projesinin en önemli ayağıdır.
Hopa Hemşinlileri kendilerine Homşetsi, konuştukları bu lehçeye de Homşetsnak deseler de, Ermenilere göre bilmeden Ermenice konuşmaktadırlar. Çünkü güya Ermenistan kapısı açılınca gelen insanlar ile Hopalılar birbirlerini anlamışlar. Enteresan olan ise Ermenistan dan gelenlerin Doğu Ermenicesi konuştuğu fakat bu dili güya tespit eden kişinin ise, bu dili Batı Ermenicesine bağlamasıdır. Yani iddialar bile kendi içlerinde paradokslar oluşturmaktadırlar.
İlk atak Hopalıların konuştuğu bu dilin Ermenicenin uzantısı olduğunun millet üzerinde kabulünü sağlayacak algıda yatmaktadır. Hemen bölgeye adamlar gönderilir, filmler çekilir ve aradaki bağlantılar ortaya çıkartılarak bu lehçenin Ermenice ile olan bağlantısı tespit edilmeye çalışılır.
Step 2: Homşetznak dan Hemşince ye geçiş;
Homşetznak isim olarak kullanılması zor ve birçok Hemşinliyi kapsayan bir tabir değil. İşte o zaman bu lehçeye Hemşince demenin mantıklı olacağı fikri doğmuştur.
Hemşince isminin ilk zikredildiği yerler genelde müzik parçaları olmuştur. Kendisi Lazlar tarafından da tescilli bir ayrımcı lanse edilen Birol Topaloğlu, yaptığı bir albüm de tamamen Türkçe okunan bir esere Hemşince diye niteleme yapmış ve bu eserin İngilizce açıklamasında da Hemşince için Hemşin Ermenicesi tabirini küstahça kullanabilmiştir.
Hemşince söyleyen gurup olarak ortaya çıkan Vova gurubunun kurucusu olan Hikmet Akçiçek ise, Hemşince ismini ilk kez Kazım Koyuncu ile duyduğunu internetteki bir sohbeti esnasında söylemiştir.
Tabi kültürel yönden bu algı yaratılırken diğer taraftan bu konuya bir dayanak oluşturulması doğrultusunda oldukça genç ve Ermenilere ait “Annual of Armenian Linguistics” isimli bir dergide Genel Editör olarak çalışan bir akademisyen olan Bert Vaux devreye sokulur ve bu arkadaş bu lehçenin Batı Ermenicesinin çok eski bir diyalekti olduğu konusunu hemen o genç yaşında tespit eder. Amerika doğumlu olan bu arkadaşın sonraki birçok çalışmaları da ne hikmetse sıklıkla Ermeniler üzerine olmuştur.
Fakat küçük bir yanlış yapılır. Hopalıların ilk gelen Ermeniler ile anlaşabildikleri rivayeti üzerine kurulan bu efsane varken bu arkadaş bu lehçeyi gider Batı Ermenicesine bağlar. Hâlbuki ilk gelenler Doğu Ermenicesi konuşmaktadırlar.
Ama sorun değil ver gazı gitsin.
Ayrıca Bert Vaux bile bu konuşulanı bir diyalekt olarak kabul etmiş dil dememiştir.
Hemşince ile ilgili ilk ve sonrada ikinci kitabı yazan ve bu konuda tek kaynak olan Yunus Altunkaya, her ne kadar bu dilin Ermenice ile alakalı olmadığını öne sürse de sorun değil ne de olsa o tek başına. O zaman klasik sindirme metodu olan “Ez, aşağıla, küçümse, sindir ve Faşistlikle, cahillikle suçla” devreye girmektedir.
Ne hikmetse bu yöntem bu işe karşı çıkanların hep kullandığı yöntem haline gelmiştir.
Step 3. Hemşincenin Rize’ye bağlanması;
Bu lehçenin sadece Hopa ile sınırlı tutulmaması gerekmektedir. Çünkü hedeflenen sayı yeterli değildir. Tüm Hemşinlileri kapsayacaksa Rize’nin de dâhil edilmesi gerekmektedir. Fakat Hopa bölgesinde bir lehçe konuşulduğu konusu biz Rize de yaşayan Hemşinlilerin çoğu için bilinmeyen bir gerçektir. Bize göre Hemşince bölgede konuştuğumuz şivedir. Çünkü Rize bölgesinde Homşetznak diye bir lehçe yoktur. Sorun değil bu dil bölgeye bağlanacak ya, hemen Hemşincenin Rize’ye bağlanabilmesi için Rize bölgesinde filmler yapılmaya başlanır. Dil olması hiç problem değil. Hopa da geçen ve Hemşince konuşulan bir film Çamlıhemşin de çekilir. Her zorlama iş de olduğu gibi bu filme aynı zamanda birde ödül aldırılır. Arkasından da bu ve benzeri filmler de peşi sıra gelmeye başlar. Ayrıca Hemşince denilen ama çoğu Türkçe olan müzikler havada uçuşmaya başlar. Çoğunun basım yerleri de hep aynı kaynaklardır.
Gelelim bölgesel çalışmalara; bölgeden kendisini çağdaş ve aydın gören ama kendi doğruları dışında başka kaynak okuma alışkanlığı olmayan, bana göre son derece bağnaz yapıda olan ve takım tutar gibi siyasi görüş savunan bazı Marksist-Leninist kökenli kişiler üzerinden çalışmalar yapılmaya başlanır. Bu arkadaşlar kendilerini çok çağdaş ve bilgili gördükleri için araştırma ihtiyacı bile hissetmez ama yeri gelince bu bilmedikleri konuları cahilce savunabilirler.
Bunlarla ismen bilinen kişiler aracılığıyla temasa geçilir. Misafirlerimiz gelecek denilerek bölge Ermenistan dan gelen ajanlara açılır. Ermenistan dan gelen bu özel kişiler bölgeye gelmeye ve gezdirilmeye başlanır. Her gidilen yerde halkla bol bol fotoğraflar çektirilir ve Hemşin Ermenilerini ziyaret ettik diye internetlerde bol bol paylaşılır. Ayrıca kullanılan bazı terimlerin ve yer isimlerinin Ermenice olduğu yaygınlaştırılarak bölge, Ermeniler ile iyice birbirine bağlanmaya çalışılır. Bu sıralarda akılları Kabak yemekten başka bir şey düşünmeyen bazı kişilere bilinçaltından makro yer isimleri adı altında ermenileştirme tezleri ve sözde kanıtlar itelenir.
Biz bu dili bilmiyoruz, Böyle bir dil burada yok diyenlere de savunma hemen hazır. Hemşincenin bu bölgede daha evvel konuşulduğu ama sonra unutturulduğu söylenmektedir.
Karşı çıkanlara ise yapılan savunma hep aynıdır. “Ez, aşağıla, küçümse, sindir ve Faşistlikle, cahillikle suçla” yöntemi burada da devreye giriyor.
Hemşince bilmiyoruz diyenlere adeta siz salaksınız dercesine “Size unutturmuşlar!” baskısı işte burada devreye giriyor. Yani Kürtler Kürtçelerini, Lazlar Lazcalarını, Hopalılar Hamşetznaklarını unutmuyor ama daha kapalı bir coğrafyada yaşayan bizler salağız ve dilimizi unutuyoruz değil mi?
Yersen…
Kaynak yaratmak ise işin en kolay kısmı, Ismarlama kitapları zaten saymıyorum bile, yap bir Hemşinliler Kurultayı Erivan’da, çağır birkaç potansiyel kullanılacak kişiyi ve orada anlatılan safsatalarla kitap yap.
Olmadı Müslümanlaştırılmış Ermeniler diye Türkiye de bir konferans yap, çağır Hemşinliler adına Mahir Özkan ve başka bir Ermeni’yi. Onların yalanlarıyla kitap yap.
Kesmediyse yer isimleri ve bazı deyimlerin Ermenice olduğunu kanıtlayacak çalışmalara gir ve yerli birkaç şaşkınla bölge ziyaretleri, bol bol fotoğraflar, isimleri Ermeniceye bağlama çalışmaları yap ve kitaplaştırarak yeni kaynaklar oluştur.
Birinden birisi muhakkak yer.
Çünkü zaten hedef şu andaki orta yaş üstü değil gençler.
Onların araştırma yapacakları alanları, interneti, wikipedi yi kitle, işi bitir.
Konu bu kadar basit.
Yersen.
Nasıl olsa sorgulayan yok.
Step 4: Bu dilin ulusallaştırılması:
Bu dilin ve toplumun Ermenileştirilmesi çalışmasında gazetelerin de rolü çok büyük. Güya özgün haber yapan dergi ve Gazetelerde sıkça Hemşin ve Ermeni bağı gösterilmektedir. Ama bunlardan en absürt olanı bütün gazetelerde ve dergilerde bir gün bir haber çıkar. UNICEF bir çalışma yapmış ve Hemşincenin kaybolan diller arasına alındığını bildirmiş.
UNICEF bile böyle bir tespit yapmışken artık kim Hemşinceyi sorgulayabilir ki.
Bu benim kafama hep takılmıştı. Madem Hemşinceyi dil olarak değerlendirmişler bunun detaylarını da bizimle paylaşmaları gerekirdi.
Bu merak ile UNICEF’i ziyaret ettim ve kendilerinden bu dili kimin ve nasıl tespit ettiğinin tarafımıza bildirilmesi gerektiğini söyledim. UNICEF yetkilisi kendilerinin böyle bir çalışmaları olmadığını söyledi. Zaten bu konunun da kendi alanlarına girmediğini söyledi. Yaptıklarının sadece bir nevi “Hani burada da böyle bir şey var“ şeklinde not tutmak için bir alan olduğunu ve isteyen herkesin oraya not düşebileceğini söyleyerek zaten bizim de bununla bir alakamız yok dedi.
Peki, basında bu kadar ses getirdi bunlar yalan haber mi yapıyorlar dediğimde ise maalesef araştırmadan yazıyorlar ve manipülasyona sebep oluyorlar dediler.
Bize bir yazı verebilir misiniz dediğimizde ise müracaat edin verelim dediler.
Bizde talep ettik ve yazıyı aldık. İnşallah bu yazıyı Kalifin 2. Sayısında yayınlayacağız.
İşte konunun ulusal basın ayağı da bu kadar basit.
Varsa basın da tanıdığın haber yaptırmak kolay.
Sen geride istediğin kadar bağır.
Dinleyen kim?
HEMŞİNLİLERİN ERMENİ NÜFUSUNA KATKISI…
Görüldüğü gibi Hemşince nin bölgeye yayılması için ciddi bir uğraş ve bedeller ödenmektedir.
Peki, ne faydası olacaktı bunun Ermenilere?
Bazı yerlere baktığınızda Hemşinlilerin nüfuslarının yaklaşık 150.000 ila 1.000.000 arasında telaffuz edildiğini görebilirsiniz.
Eh ortalama 50.000 resmi Ermeni üzerine yaklaşık bir 250. 000 daha güya Hemşinli Ermeni koy şimdiden oldu 300.000 nüfus.
Bu keser mi? tabi ki kesmez!
Üzerine Müslümanlaştırılmış Ermeniler diye de bir kavram geliştir ve sayıyı artır,
Eh Ermenileştirilecek Kürtler de var,
Diğer Hıristiyan toplumları da buna ekle,
Buda yetmediyse büyük bir yüzsüzlükle Türkiye de çalışan işçi Ermenileri de bu sayıya ekle buyurun size bir kaç milyon nüfus.
Nasıl ne kadar kolay değil mi?
Abileri zaten aport ta bekliyorlar. Onları da devreye sok ve şu şu bölgeler Ermenilerindir, şu kadar nüfus yaşıyor diye de yayınlarını devreye sok.
Siz yeter ki paradan haber verin.
Toplum yaratmak kolay.
Uyanın ey Hemşinli kardeşlerim.
Sizler Ermenilerin gözünde sadece sayı tutturmaya yarayan dolgu malzemesisiniz.
İş bitince akıbetinizin ne olacağı Erivan ile aynıdır. Eski bir Türk şehri olan olan Erivan da yaşayan hiç Türk kalmamıştır.
Uyanın ey Hemşinli kardeşlerim ve bu oyunlara alet olmayın.
Metin Gültan 1.8.2018