ARAZ QURBANOV İLE HEMŞİNLİLER

ARAZ QURBANOV İLE HEMŞİNLİLER

Araz Qurbanov yayınlamış olduğu «Damgalar, Remzler, Menimsemeler» kitabına ulaşabildiğim andan itibaren takip etmeye başladığım Azerbeycan Türkü, bir arkadaşımızdır. Hemşinliler konusunu çalıştığımız için bizlere Rus ve Ermeni kayıtlarına yönelik çok değerli bilgiler vermeye başlamıştı.
Bir sonraki kitabı olan Azerbaycan türkcesi adıyla “Müsalman Ermanilar, Regionda geosiyasi oyunların yeni iştirakçilari” yani bizim Türkçe ile “Bölgede geopolitik oyunların yeni oyuncuları” Müslüman Ermeniler” kitabı ile yapmış olduğu tüm araştırmaların sonuçlarını yayınlamakta ve aslında Ermenilerin Hemşinliler ile neleri hedeflediklerini bizlere anlatmaktaydı.
Kendisi ile yaptığım görüşmelerde Türkiye ye geleceğini ve sonra da Karadeniz ve Doğuyu ziyaret edeceğini söylemişti.
Çahev ile yaptığımız görüşmelerde ayağımıza kadar gelen bu arkadaşımız ile hazır gelmişken önce bir söyleşi yapalım ve sonra ben ona Karadeniz ve Doğu gezilerinde eşlik edebilirim fikri kafamızda oluştu.
Çamlıhemşin Eğitim ve Kültür Derneği “ÇAMDER” ve Çamlıhemşin Hemşin Vakfı (ÇAHEV) olarak kendisi ile çok güzel bir söyleşi yaptık ve sonra Karadeniz ve Doğu seferimizi
yaptık.

ARAZ QURBANOV İLE SÖYLEŞİ


“Niçin Hemşinliler? Ermenistanın sözde “Ermeni sorunu” politikasında Hemşinliler üzerine oyunlar” adı ile yayınladığımız söyleşide Araz Qurbanov bizlere Ermenilerin senelerdir devam eden Politikaları üzerine ve Türkiyedeki Ermeni nüfusunu yalanla artırmak için yaptıkları çalışmaları anlattı.
Ermenilerin, «Müslüman Ermeniler » kavramını geliştirerek aslında Karadenizi nasıl “Tarihi Ermenistan toprakları” haline getirilmeye ve bu vasıta ile Ermenistanın, Karadenize
çıkış için esaslar hazırlamakta olduklarını ve Misyonerlik faaliyetleri ile kafalarını karıştırdıkları Hemşinlileri nasıl kandırmaya çalıştıklarını anlattı.
Söyleşisine bu amaç uğrunda Ermenilerin nasıl yapılaştıklarını ve çalıştıklarını da ekleyen Qurbanov; Batı Ermenistan doğrultusunda yapılan çalışmaları da sözlerine ekledi.
Ermenistanın Hemşinliler üzerinden planlarına gelince A.Qurbanov;
1. Hemşinliler vasıtasıyla bölgenin tarihi ermeni toprakları olduğunun tasdiklenmesinin,
2. Bu arazilerin ermenilerin etnomedeni, coğrafi ve siyasi mekanı gibi tanıtılmasının,
3. Ermenilerin Türkiyedeki demoqrafik göstericilerinin suni şekilde artırılmasının,
4. Hemşinlilerin «zorla islamlaştırılmış va dini köklerine dönmeye çalışan ermeniler» gibi tanıtılarak Batı devletlerinin, hıristian dünyasının siyasi desteğinin kazanılmasının,
5. «Ermeni meselesinin» Hemşinli faktörü ile güçlendirilmesinin,
6. Hemşinlileri yerleştikleri arazilerin geopolitik değerinin tespitinin (ticari, enerji ve nakliye hatları hususlarında).
7. Perspektivde Türkiye-Ermenistan ilişkilerini zorlayarak Ermenistanın Karadenize çıkışının elde edilmesinin planlandığını detaylı şekilde açıkladı.

A.Qurbanov ayrıca,Ermeni etnik kimliğinini tebliğatının ve hristiyan misyonerlerliğinin geniş yer almasını, «Ermeni Hemşinliler» ifadesinin bölgeye nüfuz ettirilmesini, Tebligat
maksadıyla bölgeye Ermenistandan misyoner qruplarının gönderilmesini, Ermeni iddialarının esaslandırılması ve tebliği maksadıyla bölgede konfrans, sempozyum ve müzakerelerin yapılmasını, Bölgenin tarihinin, etnik manzarasının ve etnoqrafik gerçekliğinin kasıtlı olarak tahrip edilmesini, Türkçenin hemşin lehçesinin «ermeni dilinin dialekti», «bozuk ermeni dili» gibi gösterilmesi ve ermeni kökeni olmayan sözlerin ermenice kelimelerin içine dahil edilmesini, Talep zamanı Ermenistanın Türkiyeden toprak
taleplerinin netleştirilmesini, ve bu sayede Türkiyede ermenilerin etnik azınlıktan nasıl çıkartılmaya çalışıldığını geniş bir şekilde anlattı.
Bu söyleşi ile ilgili E. Kurmay Albay Raif Yılmaz ağabeyimizin yazdığı bir yazıyıda buraya eklemek de fayda görmekteyim.
ARAZ QURBANOV VE HEMŞİNLİ’LER
"Araz Qurbanov değerli bir araştırmacı, akademisyen ve Azerbaycan devlet adamı.
03 MART 2018 günü saat 14.00 da Ankara - Kızılay, Adakale sokakta bulunan Türk Hukukçular kurumunda; “Türkler, Karabağ meselesi ve bu konuların Türkiye’deki Hemşin;(Hopa ve Rize) bölgesi ile bölge sakinleri üzerinde Ermenistan ve bölgeden derledikleri 3-5 işbirlikçi ile yaptıkları etnik yanıltma faaliyetleri arasındaki bağlantıyı” anlatan bir konferans izledik.
Konferans 100 kişilik bir toplantı salonunda bilgi seviyeleri nispeten yüksek olan bir dinleyici topluluğu önünde gerçekleşti.
O kadar toplantıya katıldım ancak ilk defa bir sivil toplantıda faaliyetin tam zamanında başladığına da şahit oldum.
Söyleşide konu, çok kapsamlı olmasına, dinleyenler ile konuşmacı arasında lehçe farkından dolayı ufak tefek anlama problemine rağmen, görsel yansılar kullanıldığından pek mahzur teşkil etmedi. Ayrıca konuşmacının konulara hakimiyeti ve geniş bilgilerden süzerek yaptığı hazırlık anlamayı kolaylaştıran diğer bir etkendi.
Söyleşinin konusunu özet olarak Şöyle açıklayabilirim; Tarihte Türk’lerin göç yolları ve bu yollardan göç ederken bazı grupların yerleştikleri topraklar açıklandı. Güncel duruma
geldiğimizde ülkemiz topraklarının doğusunda hak iddia eden devletlerin iddiaları açıklandı.
Hak iddia eden milletlerden yahudiler Tevrat’a dayanarak vaat edilmiş topraklardan bir bölümünün doğu ve güneydoğu bölgemizin bir bölümünü kapsadığını iddia etmektedirler. Ermeniler ise vaat edilmiş toprakların Kuzeyini (Doğu Anadolunu yarısı ve Doğu karadeniz) Ermeni toprağı olarak görmektedirler.
Bu iki iddia iyi anlaşıldığında 40 yıldır devam eden PKK saldırıları ve ABD nin Suriye planı ile Afrin’de verdiğimiz mücadelenin nedenleri aydınlığa kavuşabilecektir.
Yine zaman zaman PKK nın karadenize çıkma çabaları bir anlam kazanabilecektir.
Ermenistan yerli işbirlikçileri ile birlikte; tarihsel gerçekleri tahrif ederek, Anadolu’muzun kuzey batısında özbe öz Türk’lerin yaşadığı Hemşin coğrafyasında konuşulan ve içinde bir kaç ermenice kelime bulunan Hemşince’ye dayanarak Hemşinli toplumunu müslümanlaştırılmış ermeniler diye tanımlamakta ve Hemşin’lilerin bulunduğu bölgelerde bu yönlü propaganda yapmaktadırlar. Bu propagandaların maksadı, bu bölgede PKK benzeri etnik bir problemin ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktır.
Bu konuda devlet ve istihbarat örgütlerinin üzerlerine düşeni yaptığından şüphemiz yoktur.
Ancak söyleşide değişik şehirlerden gelerek salonu dolduran insanları görünce milletin içinde her zaman varolan sessiz gücün de kendiliğinden harekete geçmiş olduğunu görmek ülkemizin sahipsiz olmadığını göstermesi bakımından umut artırıcı idi.
Azerbaycan’dan misafirimiz olan Araz QURBANOV’a teşriflerinden ve sunumundan dolayı şükranlarımı sunarım.
Bu söyleşiyi planlayan ve aksaksız bir şekilde yapılmasına ön ayak olan;”Hemşinliler Platformu”, “Çamlıhemşin Hemşin Vakfı” ve “Çamlıhemşin Eğitim ve Kültür Derneği” yöneticilerine emek ve katkıları için şükranlarımızı sunuyoruz."

ARAZ QURBANOV’UN KARADENİZ GEZİSİ


Şencan Kırçiçek ve Araz Qurbanoz Aşağı Çamlıca Mahallesinde

Söyleşiden hemen sonra yollara düştük ve bu sefer Karadeniz gezimizin ilk ayağı olan Hemşin ilçemize gittik.
Hemşin ilçemizde Dursun Ali Akpınar arkadaşımızın eşliğinde Bilen köyüne gidip (Tepan) camisini ziyaret ettik.


Tarihi Tepan Camisi

Bölgenin en eski camilerinden birisi olan Tepan Camisi iç döşemeleriyle ve işlemeleri ile adeta
Ben Türküm! mesajı veren camilerimizden bir tanesidir.
Hayat ağacı gibi motiflerin sıklıkla işlendiği Tepan Camisi hakikaten gezenleri etkileyen bir camimizdir.
Cami içerisinde ve etrafında bir çok işaret bulunmaktaydı. 
Bilen köyünde gittiğimiz ikinci yer ise Dorukoğlu konağıydı.
Hemşin bölgesindeki konaklardan daha eski bir devreye sahip olan konak neredeyse her milimetresine işlenmiş Hayat ağaçlı motifli kapılarıyla çok göz alıcı ve heybetli
durmaktaydı.
Konağın kalbürüstü bir konak olduğu ve eski devirlerde kalburüstü birilerinin yaptırmış olduğu bilgleriyle Hemşin gezimizden Boğaziçi köyü üzerinden geri döndük.
Gezimizin ikinci gününde ise önce Hopadan misafirimiz olan Şencan Kırçiçek ve Osman Kırçiçek ziyaretimize geldi. Onu da alarak sonra Çamlıhemşin Aşağı Çamlıca köyündeki meşhur koç heykeline Köy muhtarı olan Tan Altay ile beraber gittik.


Metin Gültan, Tan Altay ve Şencan Kırçiçek A. Çamlıcadaki Koç heykelinde

Koç Heykeli Aşağı Çamlıca köyünün bir mahallesinden geçilip orman içerisinde gidilen bir konumdaydı. Araz Bey heykeli görünce direk olarak bunun bir Oğuz işi koç heykeli olduğunu ve Heykelin bulunduğu alanın muhtemelen bir oğuz beyi mezarlığı olduğunu söyledi.
Hakikaten sarmaşıkları biraz eşeleyince altında mezarlık gözükmekteydi.
Heykel için ise yaklaşık 500 yıllık olabileceğini çünkü koç heykellerindeki sonradan yapılan işlemelerin bunda olmadığını söyledi.


Aşağı Çamlıca'nın tarihi Camisi ve işlemeleri

Koç Heykelinden sonra ikinci uğradığımız yer ise Aşağı Çamlıca nın tarihi Camisi oldu.
Camiden içeri girince Cami mihrabının üzerindeki şekli görünce Araz Bey şaşkınlıkla “Aaaaa bakın üçok işareti. Bu oğuzlara ait bir işarettir!” dedi.
Caminin içi gene bir çok işaret ve sembol ile döşenmişti.


Ortan köyü ziyaretinde Rahmetli olan Kemal Yılmaz ile beraber

Daha sonra Ortan köyüne gidip köyü ve bizim evi gezdik.
Akşam olduğunda ise Araz bey Şencan abilerin misafiri olarak Hopaya gitti.

HOPA VE KAMALPAŞA ZİYARETİ

Araz beyin dediklerinden: "Degerli hemşinli araşdırmasılar bölgenin vu bölge ehalisinin kültürünü Altay, Merkezi Asiyada yaşayan türklerin kültürünün varrisi olarak kabul edirler.
Tam haklıdırlar. Lakin gelecek araşdırma mgvzusu Hemşin ve Kafkasiya türkleri – kumıklar, balkarlar, karaçaylar ve Azerbaycan türkleri arasında ortaq kültür de olabilir.
Benim kanaetime göre, bu çok vacib konudur. Çünki Hemşin bölgesi coğrafi anlamda Kavkaziyanın bir parçasıdır.
Ermeniler 19-cu yüzilliyin evvellerinde ruslar terenfinden Kafkaziyaya köç edilende özleri ile Anadolu türk kültürünün ve şu kültürün ayrılmaz hissesi olan şemşin Kafkaz kültürünü de getirmişler. Şimdi Hemşin bölgesinin guya eskilerden özlerine oid olduğunu isbatlamak üçün hemin kültürü ermenileşdirnirler. Amma analiz edende bu kültürün bir
kaç elementlerinin Kafkaz türklerinde de olduğu üze çıkır. Ermeni iddialarının en zaif noktalarından biri de budur.
Çamlışemşinde, Hemşinde, Hopada oldum. Tabiatine insanlarına vuruldum, amma özümü yad hiss etmedim. Aynı tabiat, ayni yaşam tarzi, mit ve adetler, ayni ev ve camelerin arxitekturası, ayni istikanlı, samimi insanlar, kelmeler Azerbaycanda da var. Mesalen, bizim Zakatala, Kuba, Qax, Balaken, Oğuz, Kabala bölgelerinde, Derbend şeherinde. Degerli acabeyim Şencan bey ve eşi, ablam ile Hemşin genelekleri barede konuşduk. Hayret etdim. Hemşinin Azerbaycanla, yörüklü oğuz ve kıpçak boyları ile na kadar alakası varmış! Hemşinlilerin, onların türk kültüründeki özelliklerin sebebi bu insanların tarih boyu etrafdan izole olunmuş halda, dağlarda yaşaması ve bu üzden eski türk geneleklerini bu günedek muhafiza ede bilmesidir. Sayın Remzi Yılmaz'ın kitabında bir kaç hemşin bölgesine aid olan kelmeleri gördüm.
Malisef çacdaş Anadorlu türklerinin çok hissesi üçün onların anlamı yok. Amma Azerbaycanda şimdiyedek mövcuddur. Benim bunları da araşdırmam lazım. İnşallah «Hemşin
günlüyü» kitabımda bu barede bahs edeceyem.


Başoba Köyü (Higoba) Çağaloğlu Muratefendi mezarı  Kemalettin Çağaloğlu Araz Qurbanov, ve en sağda Şencan Kırçiçek

Müsafirperverliyinizin de hayranı oldum. Hissetdirmesem de iyi anlayırdım. «Araz Qurbanov Kamalpaşaya gire bilmez!» ultimatumu veren soysuzlara Hemşin türklerinin sert tepkisini de gördüm. Korumam kibi yanımda olan kardeşlerime şimdi var olun! deyirem. Amma ben yad yerde degildim, ulu vatanda, canı-kanı bir olan kardeşlerimin arasında idim. «Ben de hemşinliyem!» ve kardeşlerime «Hepimiz Hemşin türküyüz!» sloqanını dedim.
Hopada Hemşin aydınları, ihtiyarlar ile de görüşdüm. Sohbatlarını dinledim, seslerini kaydetdim, fotolar çekdim.
Bir daha ve bir daha anladım ki, onların etnik ermeni ve ya «müslümanlaşmış ermeni» kimi takdim olunması bölünmez Türk milletine, Türkiyeye, Türk tarihine karşı yönelen en böyük cinayetlerdendir.
Bizde atalar sözü var: «Demiri döydükce berkiyer ». Ermeniler ve onlara ağalık edenler bunu unutmasınlar.
Hemşin türklerine zoren «ermeni» dedikce onlar eski türk köklerinden daha möhkem yapışır, kuvvatlanırlar."

VAN ZİYARETİ

Hopa dan Araz beyi aldıktan sonra Hopadaki arkadaşlarımız bizleri hemen Hopa çıkışındaki Petrol Ofisinde ağırlayıp Erzuruma doğru uğurladılar.


Hopa çıkışındaki Petrol Ofisi tesisleri

Hopadan sonra direk olarak Erzurum üzerinden Van’a doğru yola çıktık. Her ne kadar kilometre olarak 625 km gözükse de fiziki olarak en az bir 900 km yorgunluğu verdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Erzurumdan sonra yok kısalsın diye Patnos geçidi aşamasında günlük güneşlik olan hava birden tipiye dönüştü ve göz gözü görmez oldu.
Birde yolun kötülüğünü ve ıssızlığını düşünürseniz empati yapmanız mümkün olabilir.
Van’a geldiğimizde ise bizleri orada yaşayan bir topluluk olan Küresünniler karşıladılar.
Bölgede sünni kalabilen Azeri Türklerine zamanla Küresünni denildiğini de bu sayede öğrenebildim.
Ertesi gün ki ziyaretimiz ise Aktamar adasınaydı.
Van gölü üzerindeki bir adaya kurulmuş olan Aktamar enteresan bir tarihe sahip.
Şu an için Ermeni kilisesi olarak gözüken Aktamar Kilisesinin hemen girişinde Sultan 2. Mahmudun 1884 yılında bu kiliseyi Ermenilere tahsis ettiğini gösteren bir teşekkür yazısı mevcut.
Ana girişinde ise yapım yılı olarak 915-921 gözükmektedir.
Araz Bey bu kilisenin tamamiyle kıpçaklara ait olduğunu, ve sadece Ermenilere tahsis edildiğini, Ermenilerinde kiliseyi aldıktan sonra ki ek inşaatlarını, eskiye ait izlerin tahribatlarını ve bu kiliseyi nasıl kutsal bir haç alanına çevirmeye çalıştıklarını anlattı. + şeklinde olan Kıpçak haçı kullanılmış olan kilisede birçok haç daha sonra alt bölümleri atılarak uzun haç şekline dönüştürülmeye çalışılmış olsa da hala izleri silinmemiş kıpçak haçları da görülmekteydi.
Bu ziyaretten sonra Araz Beyi Iğdır’dan memleketine uğurlayıp bende Ankara ya geri döndüm.

ARAZ QURBANOV’DAN AKLIMDA KALANLAR

Araz Beyin ziyaretinden sonra her konu başlığı ayrıca detaylandırılacak olsa da bazı önemli başlıkları unutmamamız lazım.
Araz Qurbanov’un ağzından aklımda kalanlar;
• Amaduni, Hamamaşen gibi ifadeler tarihte hiçbir yerde yok. Bunlar tamamen uydurma, 
• Eski zamandaki Armenia bir coğrafi tanımlamadır ve Ermeni halkını ifade etmez. Ermeni kelimesi önce coğrafi kimliği, sonra ise etnik köke bağlı olmayarak aynı zamanda
mezhep (qreqoryan) ve coğrafi kimlikleri ifade etmiştir. Hay ile ermeni, Tarih ve etnoqrafide farklı ifadelerdir. Onlar kendilerine Hay ve şimdi yaşadıkları topraklara "Azerbaycanın eski Zengezer, Mehri, Göyçg, Dereleyez,Hamamlı, Basarkeçer ve s. bölgelerine" Hayastan derler.
• Hemşin coğrafi bir isim ve ırkı temsil etmiyor. Hemşinliler o coğrafyada yaşayan Türklerdir.
• Hemşin coğrafyasındakiler bölgeye, Kıpçak Türkleri olarak Hristiyan, Oğuz Türkleri olarak Müslüman gibi gelmişler.
• Kaynak olarak gösterilen birçok ermeni bilgisinin kaynağını okuduğunuzda o bilgiyi bulamazsınız çünkü yoktur. Bilgilerin çoğu uydurmadır. Hemşin ve Arakel bunlardan
birisidir çünkü Clavio’nun seyahatnamesinde Hemşin ismi geçmemektedir.
• Zaten Osmanlıdan evvel Hemşin ismi hiçbir kaynakta gözükmemektedir.
• Ayak bastığınız ve gezdiğiniz her yerde Kıpçak ve Oğuz işaretleri var.
• Kaçkar isminin Koçkar’dan geldiğini düşünüyorum. Koçkar da kutsal Dağ koçuna denmektedir.
• Koç heykeli tahmini 500 yıllık ve Oğuzlara ait. Etrafı da Oğuz mezarlığı,
• Eski olan Aşağı Vice camisinde Üçok işareti var.
• Hiçbir Ermeni tarih kayıtlarında Hemşin’den, Hemşinceden bahsedilmez. Tarihde ve etnoqrafide “Ermeni damgası” ve ya “Ermeni simgesi” deyilen anlam yok. Damga tanınma
işareti kibi devletçilik töreleri olmuş halklardadır.
• Hemşince bir dil değil Türkçenin bir lehçesidir. (ki bunu batı Ermeniceye bağlayan Bert Vaux’da aynısını söylemekte ve Hemşinceyi Batı Ermenicenin çok eski bir lehçesine dayandırmaktadır)
• Sizler anlamadığınız her şeyi Ermeniceye dayandırıyorsunuz ama eski Türkçede bu kelimelerin çoğunun karşılığı var. Bizler sizlerin birçok söylediklerinizi anlıyoruz.
• Yer isimlerinin çoğu bizlerde ve ya diğer Türk devletlerinde vardır.
• Bir kelimenin karşılığının Ermenice sözlükte çıkması o kelimenin Ermenice olduğu anlamına gelmez. Çünkü kelimenin kökenini kimse araştırmıyor.
• Acaryan 1926 daki Bakü Türkoloji konferansında 4.500 kelimenin Ermeniceye Türkçeden geldiğini söylemiştir.
• Unutmayın ki sizler bir projeye dahil edilmeye çalışılıyorsunuz. Anadolu’daki ermeni nüfusunu fazla göstermek için kendilerince açık gördükleri Hemşince kelimesinden ve Müslüman Ermeniler ifadelerinden sizleri dahil ederek nüfuslarını şişirmeye gayret etmektedirler.
Bunlara kanmayın ve kendi tarihinizi kendiniz araştırın.

 

 

Kaynak: Kalif Dergisi 2- Sayfa 36