ALMAN VAKIFLARI BİZDEN NE İSTİYOR...
Uzun zamandır okumak istediğim kitaplardan bir tanesiydi, Necip Hablemitoğlu’nun Alman Vakıfları üzerine yazdığı kitap.
Her ne kadar konu Bergama Altın ocakları olsa da, birkaç bilgi bizleri de ilgilendirdiği için paylaşmak istedim.
Bakın Necip Hablemitoğlu ne yazmış;
“ Alman vakıfçıları deyim yerindeyse ellerini kollarını sallayarak Türkiye’nin her yerine girebilmekte faaliyet gösterebilmektedirler. Diğer yandan biliyoruz ki ALMANLARIN ARTVİN, ARDAHAN, RİZE İLLERİNE OLAN ÖZEL İLGİLERİNİN GEÇMİŞİ 1960’LI YILLARA DAYANMAKTADIR.
Wolfgang Feuerstein adlı bir istihbaratçı akademisyen (doğubilimci) bu yıllarda bölgede çalışmış ve sonuçta “Kaybolan Laz ulusunu kurtarmak” misyonu adına özel bir alfabe (Lazuri Alfabe) yaratmıştır.
Almanların bölgedeki etnik çalışmaları daha sonra giderek yoğunlaşmıştır. Türkiye’de 47 etnik halk söyleminden yola çıkan Alman istihbaratçı akademisyenler, kendi ülkelerindeki iki Laz örgütünün yanı sıra üniversitelerde kürsüler oluşturmuşlardır.
Önceleri Almanya’da basılan Laz alfabesiyle yazılmış kitapları valizlerine gizleyerek bölgeye getiren bu istihbaratçılar, artık Alman Vakıfları sayesinde örgütsel faaliyetlerini alenen yürütmektedirler.
Kaynak: Necip Hablemitoğlu (Alman Vakıfları) sayfa 31
ABD, Feuerstein’ı Dr. Neal Acherson’un Black Sea adlı kitabıyla tanıdı. Kitabın 7.Bölümü şu cümlelerle başlamaktaydı: “Laz memleketine ulaşmak için 75 km kadar Trabzonun doğusuna gitmek gerekir. Fırtına nehrinin mavi yeşil akan suları köpürerek taşların üzerine dökülür, Ardeşen’den önce bir köprü gözükür. Pontus Alplerinin zirvelerinden gelen bu su Kaçkar dağlarından çıkar. Bu laz adıdır. LAZLAR VE HEMŞİNLİLER TÜRK DEĞİLDİR. Wolfgang Feuerstein adında bir Alman akademisyen 1960’lar da Lazların memleketine gitti. Bir Millet yaratmak istiyordu. BND (Alman gizli servisi), Bir millet yaratma çabasındaki Wolfgang Feuerstein’a “Güney Kafkasya Dilleri ve Kültürleri Derneği” kurdurmuştur(1992). LAZ ALFABESİ İLE BASILAN KİTAP VE DERGİLER DE MEVCUT İKİ DERNEKTE OLDUĞU GİBİ BNDBÜTÇESİNDEN FİNANSE EDİLMEKTEDİR. Ayrıca bkz. Ali İhsan Aksamaz kitapları.
Aynı şekilde Pontus amacına yönelik faaliyet yürüten örgütlerin ve web sitelerinin çoğu Almanya’da bulunmaktadır. Feuerstein halihazırda Hemşin’de mevcut “Ermenice (!)” konuşan on iki köy üzerinde çalışmaktadır.”
Kaynak: Necip Hablemitoğlu (Alman Vakıfları) sayfa 164
ALMAN VAKIFLARININ HEMŞİNLİ ROLÜ…
Rahmetli Hablemitoğlu’nun 2002 yılında öldürüldüğü düşünülürse bu kitap üzerinden günümüze uzanan bir çok değerlendirmeleri yapmak mümkün olacaktır.
Bildiğiniz gibi Hablemitoğlu’nun bahsettiği Neal Acherson’un “Black Sea” (Karadeniz) kitabı ve Türkiye’de 47 etnik halk söylemi ile yola çıkan Alman istihbaratçı akademisyenler diye bahsedilen ve “Türkiyede Etnik Guruplar “ adı ile basılan kitabın yazarı P. Alford ANDREWS ve yardımcısı Rudiger Benninghaus’ dur. Bu kitap aynı zamanda Hale Soysü tarafından “Kavimler Kapısı” diye ayrıca neşredilmiştir.
Bu kitaplar şu anda Ermenici denilen kesimin faydalandığı ve kaynak gösterdiği başlıca kitaplardır ve hepsi Almanya’da basılmıştır.
Ne hikmetse bu isimlerin hepsi önce Kürt bağları ile gündeme gelirken sonra Laz ve şimdide Hemşinli yorumları ile gündeme gelmektedirler.
Konuya günümüzden baktığımızda ise Laz derneklerine verilen bolca Proje bedelleri ile beraber (ki bunların hepsi küçük bir araştırma ile web de bulunabilir) Hemşinlileri ermeni yapmaya çalışan ve bu konuda sivrilmeye çalışan HADİG diye bir derneğin de yapısını görmekteyiz.
Peki o zaman sorum şu: Osmanlı ordusunda bizim müttefikimiz olan ve ordumuzu yöneten, uğurlarına 1. Dünya savaşına girdiğimiz, orduyu yönetirken verilen talimatlar ile bizler sözde Soykırım yalanları ile boğuşurken Ermenilere destek veren ALMANLAR BİZDEN NE İSTİYOR…
Metin Gültan 6.11.2016
